tarafından

Muay Thai ve Beslenme

Bugünkü yazımda Muay Thai ve Beslenme hakkında birkaç öneride bulunmak istiyorum. Ancak burada yazanları okumadan önce doktor ya da beslenme uzmanı olmadığımı bilmenizi isterim. Sadece aktif spor yapan biri olarak tecrübelerimden yola çıkarak hazırladığım bir yazı okumak üzeresiniz.

Her şeyden önce sağlıklı olabilmenin ve yapılan sporu zarar görmeden verimli bir şekilde devam ettirmenin en önemli koşulu düzgün ve dengeli beslenmekten geçmektedir. Hangi sporu yaparsak yapalım düzgün ve dengeli beslenme; yaptığımız sporun kalitesini, performansımızı ve spor yapma isteğimizi arttırır.

Spor yapan bir kişinin yeterli ve doğru besinleri alması, yiyecekleri ve kendi bedenini tanımasından geçer. Maalesef beslenme konusu birçok kişi tarafından göz ardı edildiği gibi, ben spor yapıyorum her şeyi yiyebilirim noktasına geliyor.  Aslında spor yaparken daha fazla dikkat etmek gerekiyor.

Sporcu spor yaparken kullandığı enerjisini hem uykudan hem de aldığı besinlerden sağlamaktadır. Muay Thai yapan ya da herhangi dövüş sporları ile uğraşan biri için dinç kalmak, devamlı konsantrasyon ve kasların yeniden yapılanma sürecinde beslenme kritik bir rol oynamaktadır.

İlk olarak çoğumuzun çalıştığını ya da öğrenci olduğunu düşünerekten düzenli yemek yeme alışkanlığı kazanmamızın daha doğru olacağı kanaatindeyim. Yani sabah biraz erken kalkıp evde yapılan düzgün bir kahvaltının dışarıdan alınacak bir poğaça ya da simitten daha sağlıklı olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bu nedenden ötürü buzdolabımızın her zaman sağlıklı yiyeceklerle dolu olması acıktığımız zaman yemesi kolay gelen bisküvi, çikolata gofret gibi yiyeceklerden uzak durmamızı sağlar.

İkinci olarak Sosyal Ortamlardaki Tercihlerimizin Önemlidir. Haftada 3 gün düzenli Muay Thai yapan biri, elbette en az bir-iki gününü arkadaşlarına ayırabilir. Arkadaşlarınızla bir yere gittiğinizde seçtiğiniz yemekten ötürü ‘’ooo diyet mi yapıyorsun? N’olacak ya sporcusun sen. Hiçbir şey olmaz sana.’’ diyenlere karşı kısaca ‘’hayır, sadece düzgün besleniyorum’’ demeyi bilmemiz gerekir. Hiçbir şey diyemiyorsak ta sessiz kalmayı ve bir gülümseme ile geçiştirmeyi bilmemiz gerekir. 🙂  Unutmamak gerekir ki biz diyet yapmıyoruz, gerçek anlamda düzgün besleniyoruz.

Aşağıda okul-iş/spor arasında kalan biri için örnek bir tablo vermek istiyorum. Mesela mesai saati 9:00’da başlayan ve 18:00’de biten biri için antrenman başlangıç saati 21:00 olsun. Antrenman günleri ise Pazartesi, Çarşamba ve Cuma diyelim.

Antrenman Günleri Beslenme örneği aşağıdaki gibidir.

6:30 kahvaltı (yumurta, 2 dilim ekmek, aşırıya kaçmayacak şekilde reçel, peynir, zeytin, süt)

11:00 ara öğün (leblebi ya da çok yağlı olmayan bir kuruyemiş)

12:30 Öğle Yemeği (Çok yağlı/soslu olmayan makarna/pilav/salata ve et türü. Bu şekilde olmasa bile her türlü aşırı yağlı olmayan ev yemeği olabilir)

17:00 Ara Öğün (meyve, kuru meyve çeşitleri olabilir)

19:00 Akşam Yemeği (metabolizmaya göre çok az porsiyon ev yemeği olabilir)

Antrenman sonrası 45dk içinde yağsız süt/yoğurt vs olabilir.

Gördüğünüz üzere bu sistemde herhangi bir protein tozu, enerji barı gibi doğal olmayan destekler bulunmuyor. Bu tarz besin desteklerine ben prensip gereği karşıyım. Sadece spor esnasında vücudun kaybettiği gerekli malzemeleri yerine getiren sporcu içeceklerin yeterli olacağını düşünüyorum.

Beslenme konusunda daha fazla yazmak istemiyorum ancak yakın bir zamanda diyetisyen ve sporcu olan bir arkadaşımızın yazısını blog da göreceksiniz. Burada sadece düzgün beslenmenin önemine ve bunun bir Muay Thai dövüşçüsüne sağlayabileceği katkılara dikkat çekmeye çalıştım.

Gerçekten bir programa gitmek istiyorsanız sporcunun/çalışanın/okuyanın halinden anlayan bir diyetisyene görünmeniz ya da onların yazılarını okumanızı tavsiye ederim. Bir programa girdikten sonra ise eğer imkânınız varsa yağ-kas oranınızı belli aralıklarla ölçtürmenizi tavsiye ederim.

Hepinize iyi antrenmanlar..  😉

 

Bazen sıkı bir program sonrası kendinize böyle ödüller verebilirsiniz. 🙂

i

 

 

 

tarafından

Muay Thai ve Koşu Antrenmanları

Bugünkü yazımda Muay Thai antrenmanlarında koşu antrenmanlarının yeri ve önemi hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum. Aktif olarak Muay Thai ve Triatlon yapan biri olarak antrenmanlarda genel olarak sporcularda gördüğüm bir eksiklik olarak neden koşmalıyız ve nasıl koşmalıyız sorularına cevaplar bulmaya çalışacağım. Maalesef koşu antrenmanları birçok amatör dövüşçü için ekstra bir yük ve anlamsız bir spor olarak görülmektedir. Ya da yanlış yapıldığı için kişide sakatlıklara yol açmakta olup koşunun çok zararlı olduğu ve kas kaybına neden olduğu gibi yanlış algılara neden olmaktadır.

Koşu antrenmanları, özellikle düzgün bir yaşam tarzı olmayan, tütün ve alkol tüketen, beslenmesine dikkat etmeyen sporcularda oldukça yorucu bir antrenman türü olabilir. Ancak her sporda olduğu gibi belli bir program dâhilinde yapıldığında sporcuya oldukça fayda sağlayacağını söylemek gerekir. Unutulmamalıdır ki koşmak için bir spor ayakkabısı yeterlidir ve her yerde rahatlıkla yapılabilir.

DSC-0856

 

Koşu antrenmanları, bilinenin aksine eğer hatalı şekilde koşu antrenmanları yapmıyorsanız ya da dizinize yanlış şekillerde yüklenmiyorsanız, güçlü eklemlere sahip olmanıza yardımcı olmaktadır. Eğer bu tarz sakatlıklara sahipseniz, koşmanız bu sorunlarınızı daha da açığa çıkartacaktır. Böyle bir durumda en kısa sürede bir doktora görünmenizi tavsiye etmekteyim.

Everydayhealth.com sitesinde yer alan bir makalede Montefire Medical Center’dan Dr. Karen Morice, eklemlerde oluşan sorunların insanlar tarafından genellikle sadece koşan kişilerde görüldüğünden koşunun eklemlere zarar verdiğine dair bir yanlış bir algının olduğunu söylemektedir. Ancak Dr. Morice bu sorunun kişinin yaşı ile ilgili olduğunu belirtmiştir. İnsanların yaşlandıkça eklem sorunlarının vücutlarının her yerinde görülebileceğinden bahsetmiştir ve yapılan araştırmalarda koşu ile eklem sorunları arasında doğrudan bir bağlantının olmadığını söylemiştir.

Koşu antrenmanlarının faydasından bahsedecek olarak, koşu sırasında vücudumuzdaki eklemlerde bulunan kıkırdaklar sıkışır ve genişler, böylece eklem aralarında ki hücrelere oksijen giderken, biriken karbondioksit eklemlerden dışarı çıkar. Bu sayede eklemlerimizin sağlıklı kalması sağlanmış olur. İkinci olarak, koşu kilo vermeye de yardımcı olmaktadır. Burada önemli olan kalp atış hızımızdır. Kalbimiz ne kadar hızlı atarsa kan dolaşımı da o kadar hızlı olur. Ayrıca günlük aktivitelerimizde daha az yorgunluk hissedebiliriz. Koşu antrenmanlarında yağ yakmak için uzun mesafeli koşuları tercih etmek gerekmektedir. Tabi bu mesafe; kişinin kondisyonuna ve bireysel özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Son olarak, koşunun getirdiği kardiyo sayesinde dövüşçünün daha uzun süre dayanıklı olmasını sağlanır. Burada iki türlü kardiyo devreye girmektedir. Birincisi aerobik kardiyo ikincisi anaerobik kardiyodur. Aerobik kardiyoya etki eden koşu antrenmanları uzun mesafe koşulardır. Uzun mesafe koşuları ise kalbin ve ciğerlerin kapasitesini arttırmaya yaramaktadır. Bu da uzun süren müsabakalarda sporcunun nefesini daha rahat kontrol etmesine dolayısıyla kondisyonunun artmasına yardımcı olacaktır.  Maalesef birçok kişi aerobik antrenmanların yağ yakımında, kilo vermede ya da kondisyonda çok büyük etkisi olduğunu düşünmektedir. Ancak bu doğru değildir. Koşu antrenmanların belli aralıklarda ve farklı tarzlarda yapılması gerekmektedir. Mesela her seferinde 10km koşan bir kişi 600 kalori yakıyorsa ilerleyen dönemlerde 10km de 400 kalori yakmaya başlayacaktır. Bu durum kas liflerinde yırtıkların oluşmasına ve sakatlanma riskinin artmasına neden olmaktadır.  Bu nedenle anaerobik antrenmanların Muay Thai ile uğraşanlara çok daha faydalı olacağını düşünmekteyim. (detaylar aşağıda) Anaerobik antrenmanlar hızlı rakiplere karşı daha hızlı, baskın rakiplere karşı nefesimizi daha rahat kullanmamıza yardımcı olmaktadır.

Peki bu antrenmanlar nasıl yapılmalıdır?

muay-thai-diet-jog

Öncelikle 8 farklı koşu antrenmanı olduğunu belirtmek isterim ancak bu yazımızda Muay Thai dövüşçüleri için faydalı olacağına inandığım 3 farklı koşu tipinden bahsedeceğim.

İlk olarak oldukça yoğun bir şekilde önereceğim ‘’fartlek’’ koşu antrenmanları bulunmaktadır. Fartlek İsveççe ‘’hız oyunu’’ demektir. Yaklaşık olarak 5km-10km aralarında olan mesafeler şeklinde bu antrenmanlar yapılabilir. Burada unutulmaması gereken örneğin 10km’lik birr antrenmanda 10km’yi aynı tempoda gitmemektir. Mesela gerekli esneme ve ısınma hareketlerini yaptıktan sonra 10*400metrelik antrenmanlar yapılabilir. 400 metre %90 nabızla gidip, 200 metre yürüyüş yapılarak nabız düşürülür ve yeniden 400 metre %90 nabızla gidilebilir. Mesafenin ölçümü ile ilgili sıkıntı olursa bunun yerine süre ile koşulabilir. 10 dakika hafif tempoda koşulup, 3dk maksimum hızda gidilip, 1 dakika hafif koşu yapılabilir ve bu 7-8 kez tekrar edilebilir.

İkinci olarak önerebileceğim ve benimde favorilerimden olan tırmanış koşularıdır. Aerobik gücü arttırmaya yönelik olan bu koşular acı eşiğini ve dayanıklılığı arttırmaya yönelik antrenmanlardır. Burada önemli olan düzgün, çok dik olmayan ve emniyetli bir yokuşun bulunmasıdır. Mesela 50-60 metre uzunluğunda bir yokuş işimizi görmemize yarayacaktır. Bu tarz bir antrenman ise gerkeli ısınma ve esneme hareketlerinden sonra tercih edilen yokuşu 10 kere maksimum hızda çıkıp her inişi hafif tempoda ve set aralarını yaklaşık 1,5-2 dakika tutarak yapılabilir.

Son olarak tempo koşularını önerebilirim. Bu tarz koşular belli mesafelerde sporcunun laktik asit eşiğini arttırmasına olanak sağlamaktadır. Vücutta biriken laktik asitin atılma süresi kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Ancak uzun süre yapılan dövüş sporları antrenmanlarında kaslarda oluşan şişkinlik ile damarlar sıkışmaktadır bu da sporcuyu oldukça yoran, zor bir duruma düşürebilmektedir. Dövüşçüler için tempo koşuları laktik asitin atılmasına katkı sağlayarak ve laktik asit eşiğini arttırarak katkısını burada etkisini göstermektedir. Tempo koşuları kişinin maksimum hızını sağlayacak şekilde belli sürelerde yapılmaktadır ancak 1 saati geçmeyen hatta 45dk’yı geçmeyen antrenmanların yapılmasını tavsiye etmekteyim. Örnek antrenman olarak 40 dakikalık tempo koşusunu ele alalım. Burada 10 dakika boyunca ısınma koşusu yapılır ve yaklaşık 20 dakika sporcu maksimum hızda koşmaya çalışır ve bunun üzerine 10 dakika soğuma koşusu yapılır. Maksimum hızı koruyarak belli bir sürede koşmak sporcunun kapasitesine bağlı olarak değişebilir. Bazısı 10 dakika bu performansı gösterirken, bazısı 45 dakika bu performansı gösterebilir.

Sonuç olarak koşu antrenmanları yapmak Muay Thai ve diğer dövüş sporları için ayrılmaz bir bütün olmaktadır. Sporcunun nefes kontrolünü sağlaması, rakibi (sparring ya da maç) karşısında nefes ve enerji konusunda daha güçlü ve kondisyonlu durması koşunun getirdiği avantajlardan sadece bir kaçıdır. Muay Thai gibi dövüş sporlarında amaç sadece güç kazanmak, hızlı olmak olmamalıdır. Dayanıklılığı arttırmaya yönelik antrenmanları da yapmak gerekmektedir. Koşu antrenmanları da bunun bir parçasını oluşturmaktadır.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

tarafından

Rajadamnern Stadyumu

Merhaba 

Uzunca bir aradan sonra tekrar yazmaya karar verdim.  

Bugünkü yazım, Muay Thai müsabakalarını ilk yapıldığı stadyum, Rajadamnern Stadyumu, hakkında olacak.  Tayland’da 1941 yılına kadar Muay Thai maçları değişik yerlerde gerçekleştiriliyordu.  Müsabakalar, dövüşçülerin uzun yollar kat edip geldikleri köylerdeki tapınakların olduğu alanlarda ya da festivaller dönemlerinde yapılıyordu. Bangkok’ta bu dövüşler genelde halk parklarında gerçekleştiliyordu.

1941 yılında ise Tayland Başbakan’ı Mareşal Plaek Phibunsongkhram emri ile Rajadamnern bulvarının olduğu yere stadyum inşa edildi. Mart ayında başlayan inşaatın ortalama maliyeti 258,900 Baht (Günümüz parası ile16.380 Türk Lirası) tutmuştur. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte çalışmalar 1945 Ağustosu’na kadar durdurulmuştur.

 

 Image

 

23 Aralık 1945 yılında ise stadyum açılmıştır ve ilk dövüş müsabakası gerekleştirilmiştir. O zamanlarda üstü açık inşa edilen stadyumda bilet fiyatları 70 ile 300 Baht arasında değişmekteydi. Pramote Puengsoonthorn stadyumun ilk müdürü olmuştur ve 1947 yılında bu görevini Chalerm Chesakul’a devretmiştir.

1951 yılına gelindiğinde ise stadyumun üstü kapatılmıştır ve inşaat devam ederken bile müsabakalar gerçekleştirilmiştir.

Ne yazık ki hükümetin sahipliğinde olan Rajadamnern Stadı zarara uğramaya başladığından Chalerm Cheosakul, Stad Müdürü, hükümetten stadın sahibi Taylandlı olmak koşulu ile stadın özelleştirilmesini istemiştir. Ancak daha sonra Chalerm Cheosakul dışarıdan kişilerin stadyum üzerinde, turnuvalar üzerinde etkileri olmasını istemediğinden ötürü hükümetinde izni ile 24 Mayıs 1953 yılında Rajadamnern şirketini kurmuştur. O dönemden beri Rajadamnen Şirketi Rajadamnern Stadyumunda turnuvalar düzenlemektedir ve gelişmeye devam etmektedir.

 

http://www.rajadamnern.com/default.asp

http://www.wmcmuaythai.org/about-muaythai/rajdamnern-stadium-history

tarafından

Sıkletler

Evet, bugünkü yazımda sizlerle farklı organizasyonlardaki farklı sıkletleri paylaşmak istedim. Aşağıdaki tablolardan görebilirsiniz.

Türkiye’de Muay Thai Sporcu Kiloları

ERKEKLER                                                                 BAYANLAR

S.NO KİLO ADI TÜRKÇE MİN – MAK S.NO KİLO ADI TÜRKÇE MİN – MAK

1

Cotton weight Pamuk

38   –   39.99

1

Cotton weight Pamuk

38   –   39.99

2

Paper weight Kağıt

40   –   41.99

2

Paper weight Kağıt

40   –   41.99

3

Pin weight İğne

42   –   44.99

3

Pin weight İğne

42   –   44.99

4

Light  fly weight Hafif sinek

45   –   47.99

4

Light  fly weight Hafif sinek

45   –   47.99

5

Fly weight Sinek

48   –   50.99

5

Fly weight Sinek

48   –   50.99

6

Bantam weight Horoz

51   –   53.99

6

Bantam weight Horoz

51   –   53.99

7

Feather weight Tüy

54   –   56.99

7

Feather weight Tüy

54   –   56.99

8

Light weight Hafif

57   –   59.99

8

Light weight Hafif

57   –   59.99

9

Little welter weight Hafif karışık

60   –   63.49

9

Little welter weight Hafif karışık

60   –   63.49

10

Welter weight Karışık

63.5 –  66.99

10

Welter weight Karışık

63.5 –  66.99

11

Little middle weight Hafif orta

67   –   70.99

11

Little middle weight Hafif orta

67   –   70.99

12

Middle weight Orta

71   –   74.99

12

Middle weight Orta

71   –   74.99

13

Light heavy weight Hafif ağır

75   –   80.99

13

Light heavy weight Hafif ağır

75   –   80.99

14

Cruiser weight Ezici

81   –   85.99

15

Heavy weight Ağır

86   –   90.99

16

Heavy weight Ağır

91

17

Super heavy weight Süper ağır

+  91

K-1

Feather weight Tüy Sıklet 60kg altı 6 Oz.
Light Weight Hafif Sıklet 60-65kg 8 Oz.
Middle Weight Orta Sıklet 65-70kg 8 Oz.
Light Heavy Weight Hafif Ağır Sıklet 70-85kg 10 Oz.
Heavy Weight Ağır Sıklet 85-100kg 10 Oz.
Super Heavy Weight Süper Ağır Sıklet 101kg + 10 Oz.

 

Türkiye Kick Boks Semi-Contact ve Light-Contact

Büyükler 18-45 Yaş Erkekler 57kg 63kg 69kg 74kg 79kg 84kg 89kg 94kg 94kg+
Büyükler 18-45 Kadınlar 50kg 55kg 60kg 65kg 70kg 70kg+
Gençler 16-18 Yaş Erkekler 57kg 63kg 69kg 74kg 79kg 84kg 89kg 94kg 94kg+
Gençler 18-45 Kadınlar 50kg 55kg 60kg 65kg 70kg 70kg+
Yıldızlar 13-15 Yaş Erkekler 42kg 47kg 52kg 57kg 63kg 69kg 69kg+
Yıldızlar 13-15 Kadınlar 42kg 46kg 50kg 55kg 60kg 65kg 65+
Minikler 10-12 Yaş 28kg 32kg 37kg 42kg 47kg 47kg+

Türkiye Kick Boks Full-Contact

Büyük Erkekler 18-45 Yaş 51kg 54 kg 57 kg 60 kg 63,5 kg 67 kg 71 kg 75 kg 81 kg 86 kg 91 kg 91+
Büyük Kadınlar 18-45 48 kg 52 kg 56 kg 60 kg 70 kg 70 kg+
Genç Erkekler 16-18 Yaş 51kg 54 kg 57 kg 60 kg 63,5 kg 67 kg 71 kg 75 kg 81 kg 86 kg 91 kg 91+
Genç Kadınlar 16-18 Yaş 48 kg 52 kg 56 kg 60 kg 70 kg 70 kg+

Her biri resmi sitelerinden alıntıdır.

tarafından

Spor Salonu Bulmak

Muay Thai’a hatta diğer spor dalları için doğru spor salonu bulmak belki de yapılması gereken en önemli ilk iştir. Bu sporu icra ederken eğitmenlerin, sporcuların ve çalışma koşullarının iyi olması gerekmektedir. Muay Thai dışında pek çok başka sporla da uğraştım ve farklı ülkelerde de çalışma imkânım oldu. Bu yüzden bu konuda tecrübe sahibi olduğumu düşünüyorum.

Bir spor salonu seçilirken bakılması gereken ilk kişi bu eğitimi veren hocadır. Geçmişte ne kadar başarı kazandığından çok, kendi tecrübesini öğrencilerine nasıl aktardığı önemlidir. Efendi olması, tecrübeli olması, öğrencilerle birebir ilgilenebilmesi ilerleyebilmek açısından oldukça önemlidir. Zaten biz bunun örneğini futbol maçlarında çok net bir şekilde gördük. Her iyi sporcunun iyi bir çalıştırıcı olması gerek diye bir şey yok. Yetenekler farklılık gösterebilir. Ayrıca hocanın teknikleri youtube’dan öğrenmemesi gerekir. Maalesef kopyacıların çok olduğu bir yerdeyiz. 🙂

İkinci olarak, oraya gelen sporcuların seviyelerinin yanısıra devamlılıkları da önemlidir. 1 ay gelip 3 ay gelmeyen kişilerin yoğun olduğu bir salonunun pekiyi bir salon olduğu söylenemez. Bunun yanında, eğer müsabık sporcular varsa onların kazandıkları maç sayıları, çıktıkları maç sayıları da önemlidir. Ayrıca yeni gelen kişilere nasıl davrandıkları da gelişim açısından önemlidir. Zaten hoca iyi bir hocaysa doğru davranmayan insanı salondan kovabilir.

Üçüncü olarak, ilk yardım malzemelerinin bulunup bulunmadığıdır. Yapılan spor ağır bir spordur ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden ilk müdahalenin yapılması gereken durumlar ortaya çıkabilir.

Ayrıca unutulmaması gereken bir nokta var ki, o da çalışılan yerin ve çalıştırıcının lisanslı olup olmadığıdır. İlgilenenler için

Spor salonu açmak için gerekenler şunlardır:

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20463.html

Muay Thai Çalıştırıcısı olmak için gerekenler ise şunlardır:

http://www.muaythai.gov.tr/index.asp?menu=Antren%F6r%20E%F0itim%20Talimat%FD&menu_id=461

tarafından

ULUSLARARASI AMATÖR MUAY THAI FEDERASYONU (IFMA)

80’lerin sonlarında Tay hükümeti, Muay Thai’ı uluslararası spor olarak kabul etmiştir. Sporun bir kuruluş altında işleyişini sürdürmek için, aynı kurallar altında, güvenlik önlemleriyle sporun icra edilmesini sağlamak için ve Muay Thai’ın uluslar arası tanınırlık alması için bir kuruluş görevlendirilmiş ve kurulmuştur. Ana amacı; Muay Thai’ı kültürel bir sanat dalı olarak, kendini müdafaa olarak ve ring sporu olarak tanıtmaktı. Aynı zamanda Amatör Muay Thai’ı Güneydoğu Asya oyunları, Asya Oyunları, Uluslar arası Spor Federasyonları (GASIF, SportAccord), Olimpiyat Oyunları içerisine dâhil etmekti.

Tayland’da dünyanın çeşitli ülkelerinden 20 amatör federasyonun katılımıyla, 1989 yılında uluslar arası bir toplantı düzenlendi. Tartışmalar öncelikle ilk yapılandırma, kurallar ve dünya federasyonunun kurulması (IFMA: Uluslar arası Amatör Muay Thai Federasyonu) çerçevesi etrafında şekillendi.

Okumaya devam et

tarafından

Wai Kru Ram Muay

Bugünkü yazımda Muay Thai’da önemli bir gelenekten bahsetmek istiyorum. ‘’Wai Kru Ram Muay’’. Muay Thai maçlarından önce yapılan seremonide her dövüşçü bu dansı yapmak zorundadır. Bazen Wai-Kru kısa ve basit olurken, diğer zamanlar taraftarlardan alkış alacak kadar güzel olabilmektedir. Hatta iyi bir izleyiciyseniz maçtan önce Wai-Kru’nun yapılışına göre maçı kimin kazanacağını dahi tahmin edebildiğiniz söylenir. Tay toplumunda eğitmenler büyük saygı görürler ve Muay Thai dışında birçok sanatsal eğitimde Wai Kru yapılır. ‘’Ustaya saygı’’ anlamı taşır. Wai Tayların ellerini birbirine dokundurarak yaptıkları ve diğerlerine karşı bir saygı hareketidir. Khru hoca demektir. Ram geleneksel Tay dansı demektir. Muay ise dövüş, boks gibi bir anlam taşır. Eğer bir yabancıysanız bu geleneğe önem vermeniz ve dikkat etmeniz gerekmektedir. Tay’lar bunu ciddiye alırlar ve bu dansa karşı yapılan herhangi bir saygısızlık hakaret olarak algılanır.

Muay Thai, Krabi-Krabong (Tay kılıçları) ya da herhangi bir eski Tay dövüş sanatlarından her hangi birinin müsabakasından önce, bütün yarışmacılar Wai-Kru törenine katılmak zorundadırlar ve eski zamanları yâd etmek adına bu boks dansını yapmalıdırlar. Wai Kru bir nevi müsabakanın başkanına ya da Kral’a saygı gösterisinin de bir şeklidir. Bundan başka, Wai Kru dövüş bilgisini aşılayan ustanın iyiliğinin farkına varma yoludur. Dans şekilleri her boks çalışmasına özeldir ve uygulayıcılar aynı tarzda dans ettiklerini anlarlarsa aynı usta tarafından eğitildiklerinden birbiriyle dövüşmezler. Ayrıca, bu dans dövüş başlamadan önce bir nevi ısınma yöntemi de olabilir. Stresi azaltmaya ve vücudu ve zihni dövüşmeye hazır hale getirmeye yardımcı olur.

Wai Khru

tarafından

Ellerin bağlanması

Bugünkü yazım ellerin sarılmasıyla ilgili olsun istedim. Çünkü dövüş sporlarında en sık görülen kazaların biri de ellerde veya bileklerde meydana gelen, yapılan hatalardan kaynaklanan sakatlanmalardır. Bunun nedeni ellerimizde çok fazla küçük kemik vardır ve bunlar ufak darbelerde bile çok çabuk kırılabilirler. Bu nedenle zaman içerisinde bu tehlike ellerin bileklerle bağlanmasıyla giderilmeye çalışılmıştır.

Küçük ve zayıf kemiklerin korunması yanında ellerin bağlanmasıyla bilek burkulmaları veya parmakların kırılması da önlenebilmektedir. Mesela, acemi olan kişiler yumruk attıklarında (özellikle kızlarda ve kum torbasına acemice ya da hatalı şekilde vuranlarda) bileklerinin burkulma riski hayli yükselir. Bu örneği; çelimsiz bir insanın avuç içinize sertçe yumruk atmasından sonra yüzündeki ifadeye bakarak daha iyi anlayabilirsiniz. 🙂

Maçlar açısından baktığımızda ise yine aynı tehlikeler olmasının dışında ellerdeki sargının eldivenlerle daha rahat hareket etmemize yardımcı olduğunu görürüz. Boks eldivenini ellerimizi sarmadan giyindiğimizde bir boşluk olur ve içinde ellerimizin kayma riski yüksektir. Bu da tehlikeleri beraberinde getirir.

Buradan nasıl yapıldığını görüntülü izleyebilirsiniz.